Son Dakika
Ömer Süt ve Fuat Öner’in haberi…
İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet, üniversitenin yeni akademik açılış yılı töreninde yaptığı konuşmada, akademisyenlere seslenerek, “Lütfen dersleri kısa tutun, artık karşınızda 50 dakika sizi dinleyecek nesil yok.” uyarısında bulundu, ortaya yeni bir tartışma konusu çıktı.
“SİZE YALVARIYORUM BU ÇOCUKLARIN DİLİNDEN ANLAYIN”
Prof. Dr. Söylet, Sayın hocalarım, sizlere sesleniyorum, rica ediyorum, hatta yalvarıyorum. Bu çocukların dilinden anlayın. Fedakârlık yapın ders vakitlerinden, onlara bilgeliğinizden faydalandırın. Arkadaşlar, artık 40-50 dakika ders dinleyecek nesil yok karşınızda, açıklamalarını öğretim görevlileri ve öğrencilere sorduk.
Yıldız Teknik Üniversitesi’nin Beşiktaş Kampüsü’nde hem öğretim görevlileri hem de öğrencilerle konuştuk. Öğrenciler ders saatlerinin uzunluğundan dert yanarken, öğretim görevlileri ise ders saatlerinin uzunluğundan ziyade öğrenci-öğretim görevlisi arasındaki ilişkiye dikkat çekti.
“50 DAKİKALIK SÜREYİ 30 DAKİKAYA İNDİRMEK DOĞRU DEĞİL”
Yıldız Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yusuf Ayvaz: Dünyayı yeniden keşfetmeye gerek yok. Dünyada nereye giderseniz gidin, özel dersler hariç, ders saatlerinin 50 dakika olduğunuz görürsünüz. Yıldız Teknik Üniversitesi’nde de bu böyledir. Eğer öğrenciye sorarsanız, 40 dakika da fazla gelebilir. Eğer derslerin saatleri düşürülecekse de, derslerin içeriğini tekrardan revize etmemiz gerekecektir. Bizim, 50 dakikalık bir dersi 30 dakikada anlatmamız doğru değildir. O zaman öğrenci anlatılandan; akademisyen de anlattığından hiçbir şey anlamaz. 50 dakikadan sonra öğrencinin konsantrasyonu bozuluyorsa, mevzuatın da buna göre ayarlanması şart. Ancak 50 dakikanın makul bir süre olduğunu düşünüyorum. Dünya sıralamasında sürekli ilk 10’da olan üniversitelerin uygulamalarına da bakmak gerekiyor.
“ÖĞRENCİYE DOKUNURSAK SORUNU ÇÖZEBİLİRİZ”
Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Faruk Yiğit: Bir öğretim görevlisinin yapması gerekenler bellidir. Öğretim görevlisi okula gelir, müfredata uyarak ders anlatır ve gider. Ancak bunda şu anlamı çıkarmamak gerekiyor: Ben dersi anlatır ve çekip giderim, işim biter… Böyle bir durumu kabullenemiyorum. Öğretim görevlileri öğrencinin sorunlarıyla ilgilenmesi şarttır. Anadolu’dan gelen öğrencinin yurt veya ev bulma sorunu, burs problemi ve uyum problemi varsa bizlerin ona yardımcı olmamız doğru olacaktır. En azından ben öyle yapmaya çalışıyorum. Haklı oldukları sürece, onların derdini dert edip, onlarla dost olmaya çalışıyoruz. Öğrencinin sosyal problemlerini çözdüğünüz zaman, öğrenci kendini daha çok derse verir ve derste daha iyi vakit geçirir. Ders saatinin uzunluğu ya da kısalığının önemli olduğunu düşünmüyorum. Eğer öğrenci ile böyle bir bağ kurarsanız, öğrencinin öğretim görevlisine bakış açısı değişir, saygı duyar ve ona göre ders dinler. Öğrenciye dokunmak, onunla ilgilenmek sorunun çözümü olacaktır. Bu bakımdan İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet’in ‘50 dakikalık dersi 5-10 dakika azaltalım’ dediğini zannetmiyorum.
“BAŞARI İÇİN ÖĞRENCİYİ PLANLAMALIYIZ”
Yıldız Teknik Üniversitesi Rektör Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Hakan Karataş: Dersin dakikasıyla oynamaktan ziyade, öğrencilerle birebir ilgilenmek gerekiyor. Eğitim kalitesini artırmak için bu gerekli zaten. Normalde ders saatlerinin yaşla doğrudan bağlantısı vardır. Siz 8 yaşındaki bir öğrenciye 50 dakika ders yaptıramazsınız. Ancak yaş büyüdükçe bu 50 dakikaya kadar çıkar. Öğrencinin 20 dakikadan sonra konsantrasyonu bozulabilir, onun için 20 dakikada bir öğrenciye dokunmak gerekebilir. ‘Dokunun’ demek ‘dikkatini farklı bir yöne çekin’ demektir. 30 dakikalık bir ders saatinin 5 dakikası derse giriş ve çıkış olduğunu düşünürseniz bu sürenin çok kısa olduğunu zaten görürsünüz. Ders saati üzerinde bir düzenleme yapmak yerine, başarı için ders dışında öğrenciyi planlamak gerekiyor. Öğrenci üniversitede 3 saat vakit harcarken, 21 saatini dışarıda vakit geçiriyor. İlk ve orta öğrenimde rehberlik servisleri çok ciddi çalışmalar yapıyor ancak üniversitelerde bunun eksikliğini çok görüyoruz. Süre çok önemli değil, derste ne kadar kaliteli zaman geçiriyoruz ona bakmalıyız. Öğretim görevlilerin performansı çok önemli. Bazen 60 dakikanın nasıl geçtiğini anlayamazsınız, bazen de 10 dakikalık süre size ‘ömür törpüsü’ gibi gelir…
ÖĞRENCİLER NE DÜŞÜNÜYOR?
Öğretim görevlileri görüşlerini bu şekilde ifade ederken, Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencileri ile yaptığımız sokak röportajında ise farklı bir tablo ortaya çıktı. Öğrenciler, genel olarak ders saatlerinin uzunluğundan şikayet ederken, öğretim görevlilerinin ders saatini istedikleri gibi ayarladıklarının altını çizdi.
Kimi öğrenci 50 dakikanın bile az olduğunu savundu, kimisi blok dersten veryansın etti, kimisi ise derslerin kısaltılıp ders verimi ve kalitesinin artırılması gerektiğine dikkat çekti. Tabi, öğrenciler bunu söylerken ortaya da renkli görüntüler ortaya çıktı.
Haber7
BENZER HABERLER