logo

Sosyal Yardımlarda Zora Talip Olmak Ya da Ezberleri Bozmak

Sosyal Yardımlarda Zora Talip Olmak Ya da Ezberleri Bozmak

Yeni Şafak yazarı Ahmet Ünlü bugünkü köşe yazısında; sosyal yardımların COVID-19 sonrasında ne kadar önemli olduğunun bir kere daha görüldüğünü, ülkede tek bir garibanın dahi kalmaması için neler yapılabileceğinin ve bu arada Sosyal yardımlarda zora talip olmanın ya da ezberlerin nasıl bozulacağının izahına çalışmıştır.

Ahmet ÜNLÜ’nün köşe yazısı;

Milyarlarca TL’ye ulaşan sosyal yardımlarda zora talip olmak ya da ezberleri bozmak

Sosyal yardımların COVID-19 sonrasında ne kadar önemli olduğu bir kere daha görüldü. Ülkede tek bir gariban dahi kalmaması için neler yapılabileceğini ve bu arada Sosyal yardımlarda zora talip olarak ezberlerin nasıl bozulacağını izah etmeye çalışacağız.

Devlet Denetleme Kurulu 11 yıl önce ‘sosyal yardımlar dağınık’ demişti

Devlet Denetleme Kurulu tarafından hazırlanan 04.06.2009 tarihli ve 2009/4 sayılı raporda sosyal yardımların mevcut durumu analiz edilmiş ve birçok öneri getirilmiştir. Rapora göre çok fazla yardım yapılmasına rağmen yardımlar hem kurumsal hem de yapılma şekli açısından oldukça dağınık bir görüntü arz etmektedir. Devlet Denetleme Kurulu’nun Türkiye’de Sosyal Yardımlar ve Sosyal Hizmetler Alanındaki Yasal ve 2009 tarihli raporu “Kurumsal Yapının İncelenmesi, Aile, Çocuk, Özürlü, Yaşlı ve Diğer Kişilere Götürülen Sosyal Hizmetlerin ve Sosyal Yardımların Genel Olarak Değerlendirilmesi, Bu Hizmetlerin Düzenli ve Verimli Şekilde Yürütülmesinin ve Geliştirilmesinin Sağlanması Hakkında”dır.

Bu raporun ilgili kamu kurumları tarafından detaylı bir şekilde incelenerek bu konuda halen neler yapılması gerektiğinin yol haritasının çıkarılması gerekiyor. Sosyal yardım mahiyetindeki birçok ödemenin Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından yapılması sosyal yardımların tek çatı altına alındığı anlamına gelmemektedir.

Aynı şekilde 60. Hükümet Programı’na bakıldığında; sosyal güvenlik, sosyal yardım ve sosyal hizmet şemsiyesi merkezi bir organizasyonla tüm vatandaşları kapsayacak, sistemdeki dağınıklık, mükerrerlikler ve veri eksiklikleri giderilecektir. Sosyal sigorta, sosyal yardım ve sosyal hizmetler merkezi bir organizasyon ve sosyal güvenlik merkezleri üzerinden vatandaşlara ulaştırılacaktır. Sosyal Yardım ve Primsiz Ödemeler Kanunu çıkarılacak, sistemle ilgili düzenlemeler ve veritabanı ile ilgili teknik çalışmalar tamamlanacaktır. Vatandaşlık numarasını esas alan sorgulamalarla sosyal hizmet ve yardım sisteminden mükerrer yararlanma önlenecektir. Veri tabanları arasında bilgi paylaşımı ve etkin denetim sağlanacaktır. Bütün vatandaşların durumu ve ihtiyaçları bilinecek, sosyal yardım ve hizmetler talep edilmeksizin ihtiyaç sahiplerine ulaştırılacağı belirtilmektedir. Ayrıca, bu işlerden sorumlu olacak kurumlar sıralanmıştır. Ancak, bu konuda alınan mesafenin yeterli olmadığını görüyoruz.

2010 yılında dağıtılan sosyal yardım 12 milyar 931 milyon TL

61. hükümet programında; “Önümüzdeki dönemde vatandaşlarımıza daha hızlı, etkin ve verimli hizmet sunmak amacıyla sosyal yardım ve hizmet alanındaki bütün kurum ve kuruluşlarımızı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı altında birleştirerek tek çatı altında topladık. Böylece, ülkemizde tüm sosyal yardım ve hizmetlerin tek elden ve etkin bir şekilde yürütülmesini sağlayacağız. Bu kapsamda 2010 yılında yaklaşık 10 milyon vatandaşımıza ulaştık. İktidarımız döneminde toplam 60,5 milyar TL’lik sosyal yardım harcaması yaptık. 2002 yılında toplam sosyal yardım harcaması 1 milyar 346 milyon TL iken iktidarımız döneminde bu rakamı yaklaşık 10 kat artırarak 2010 yılında 12 milyar 931 milyon TL’ye yükselttik.” ifadelerini görüyoruz.

Görüleceği üzere, sadece merkezi hükümetin yaptığı sosyal yardımlar dahi çok büyük tutarlara ulaşmıştır. Bir de kamu veya özel kurumların tamamının yaptığı yardımlar tek bir veri tabanından izlenirse inanın ülkede tek bir muhtaç kişi dahi kalmaz.

“Sosyal Yardım ve Primsiz Ödemeler Kanunu” hala çıkarılamadı

“Sosyal Yardım ve Primsiz Ödemeler Kanunu’nun” çıkarılacağı taahhüt edilmesine rağmen aradan yıllar geçti ama bu konuda gündem dahi oluşturulamadı. Halbuki bu kadar önemli bir zora talip olunup gece gündüz çalışılarak kanunlaştırılmalıydı. Ancak, ol(a)madı.

Üzülerek belirtelim ki Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ndan bu alanda yapılan hiçbir ciddi çalışma kamuoyuna yansımamıştır. Şayet varsa özür dileriz. Halbuki sosyal yardımlarla ilgili olarak uzun bir süre önce hem SYD Genel Müdürlüğü hem de SGK Başkanlığı kanun taslakları oluşturulmuştu. Anlayacağınız bu konuda ciddi bir hazırlık zaten vardı. Yeni kurulan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın süratle bu konudaki çalışmaları başta sivil toplum kuruluşları olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarıyla paylaşarak kanunlaşma sürecini başlatması gerekirken, bu alanda bu kadar sessiz kalınması doğrusu anlaşılır değil.

Zaman su gibi akıp gitmektedir ve sosyal yardımların dağınıklığı da hala devam etmektedir. Ayrıca ciddi tutarlarda yardım yapılmasına rağmen sağlam bir veri tabanı olmadığı için kime ne yardım yapıldığı da anlık takip edilemediği için sosyal yardımlar, Bakanlığın en zayıf alanlardan birisi olmaya hala devam etmektedir.

Özellikle COVID-19 virüsü ile mücadele edildiği bu dönemde bu alanda yapılacak çalışmalar krizin en hasarsız şekilde atlatılmasını sağlayacaktır. Ayrıca, bu alanda yapılacak çalışmalar için ilave kaynağa da ihtiyaç yoktur. Çünkü, dağınık olarak yapılan sosyal yardımlar bu iş için yeterde artar bile. Önemli olan husus sosyal yardımların mükerrerliğini önleyerek tek bir veri tabanından izlemek ve doğru adrese gitmesini sağlayabilmektir.

Bütünleşik Sosyal Yardım Bilgi Sistemi bu haliyle sorunları çözemez

Bütünleşik Sosyal Yardım Bilgi Sistemi 2010 yılında, 22 farklı kurumdan gelen verileri bütünleştirmiştir. Ancak, belediyeler ve birçok kamu kurumu tarafından yapılan yardımlar bu sisteme kaydedilmemektedir. Bu nedenle de halen mükerrer ödemeler yapılabilmektedir. Halbuki önerimiz gerçekleşmiş olsaydı, yoksul vatandaşa yapılan her türlü yardımın bu sisteme kaydedilmesi ile kimin ne kadar yardım aldığının veya kimin ne kadar yardım yaptığının şeffaf bir şekilde kayıt altına alınması sağlanacaktı.

Önerimiz bırakın kamu kurumlarının yaptığı sosyal yardımların tek bir veri tabanına kaydedilmesini ilaveten sivil toplum örgütlerinin yaptığı yardımlar da bu veri tabanına kaydedilmesidir. Böyle olunca da sınırlı kaynaklar tekerrüre kurban gitmeden gerçek yardım sahiplerine ulaşacaktır. Yani SYD Vakıflarının yaptığı yardımlarda, Kızılay’ın yaptığı yardımlarda ya da başka bir sivil toplum kuruluşunun yaptığı yardımlar da aynı veri tabanına kaydedilmelidir ki mükerrer yardımların önüne şeffaf bir şekilde geçilebilsin. Elbette kişisel verilerin nasıl korunması gerektiğini hatırlatma gereği dahi duymuyoruz. Ülkede yapılan sosyal yardımların toplam yıllık tutarının 20 milyar TL’den daha fazla olduğunu düşündüğümüzde yapılan yardımların kayıt altına alınması ile tek bir yoksulun dahi kalmayacağını iddia etmek abartı olmayacaktır.

Hükümet, belediyeler ve sivil toplum kuruluşlarınca çok ciddi tutarlarda yardım yapılmasına rağmen yapılan yardımlar tek bir veri tabanında tutulmadığı için gerçek ihtiyaç sahiplerinin belirlenmesi zorlaşmaktadır. Ancak, basına yansıyınca duyulabilmektedir. Bu nedenle sosyal yardımlardan sorumlu Bakandan Sosyal Yardım ve Primsiz Ödemeler Kanunu taslağı alandaki yaptığı çalışmaları en azından kamuoyuyla paylaşmasını bekliyoruz. Şu kadar vatandaşa şu kadar yardım yapıyoruz türü açıklamalar işin en basitidir.

Bu arada Sosyal Güvenlik Reformunun 4’üncü bileşeninin sosyal yardımların tek çatı altında toplanarak tek elden ve tek bir veri tabanı üzerinden yapılması olduğunu da hatırlatalım. Yardımı hangi tüzel kişi yaparsa yapsın bunun aynı veri tabanına kaydedilmesi sağlanmalıdır. Dolayısıyla kamu veya özel hangi kurumun yardım yaptığından ziyade gerçek yardım sahiplerinin yardımlardan faydalanmasının daha önemli olduğunu bilmemiz gerekiyor.

Sonuç olarak 60’ıncı hükümet programının üzerinden çok uzun bir süre geçmiş olmasına rağmen hala Sosyal Yardım ve Primsiz Ödemeler Kanununun çıkarılmadığını görüyoruz. Elbette sosyal yardım alanında yapılan çalışmaları inkar edemeyiz. Ancak, bu Kanun çıkarılmadan sosyal yardımlardaki dağınıklığı önlemek ve bu alanda norm ve standart birliği sağlamak mümkün değildir. Bildiğimiz bir şey var ki o da bu alanın oldukça zahmetli ve dikenli olduğudur. Ümit ederiz ki dikenli bu alana sayın Bakan cesaretle gider ve bu millette onu hayırla yad eder.

Yeni Şafak

Etiketler: » » » » » » » » »
#

SENDE YORUM YAZ

9+10 = ?

Güvenlik Kodu * Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.

Etiketler:, , , , , , , , ,