Son Dakika
Prof. Dr. Sedat LAÇİNER
Çözüm bu kadar basit ise bizde neden aynı yöntem kullanılmıyor, diye sorabilirsiniz. Sorunun cevabını işadamı İshak Alaton vermiş, “insan ucuz, makine pahalı”.
Evet, cevap bu kadar yalın ama bir o kadar da acı. Ülkemizde insan makineden çok daha ucuz…
Bu durumu değiştirmek için madencilik sektöründe makineleşmeyi yasa ile zorunlu hale getirmek mümkün. İkinci bir yöntem ise madenciliğe özel bir asgari ücret geliştirmek ya da yer altında çalışmaya ek tazminat uygulamasına geçmek.
Böylece insan makineden daha ucuz olmaz, böylece işletmeler makineleşmeye ve robotlaşmaya daha kolay geçebilirler.
İŞSİZLİK ARTARSA
Ancak tablo bu kadar basit değil: Madencilikte makineleşmenin 2 büyük faturası var. Bunlardan ilki işsizliği arttırması. İşletmelere giren her bir makine işsiz kalan birkaç kişi demek. Bu nedenle iş kazalarını azaltmada otomasyon ve robotlaşmaya geçen ülkelerde işsizlik hızla artıyor. Türkiye de aynı yolu izler ise bugün % 10 civarında seyreden işsizliğin daha da yükselmesi beklenebilir. İşsizlik ise bazen ölümden bile daha acı olabilir.
Gelişmiş ülkelerde bu tür dönüşümler işçi eğitimleri ile birlikte yapılmaya çalışılıyor, bir sektörde işçi sayısı azalacaksa o kişilere başka sektörlerin eğitimi veriliyor ve kalifiye işçiler oluşturulmaya çalışılıyor.
Ne yazık ki Türkiye’de bu tür yapısal dönüşümler hazırlıksız gerçekleşiyor. Örneğin özelleştirmelerin neredeyse hiçbirinde iş yerlerini kaybeden işçilere yeni hayatları için eğitim verilmedi. Hatta madenlerde çalışanlara işe başlamadan önce bir eğitim verildiği bile meçhuldür.
CARİ AÇIK ARTARSA
Madencilikte ve diğer iş kollarında makineleşmenin bir diğer ağır faturası ise cari açığın büyümesi, ithalatın hızla artması. Çünkü iş makinelerinin mühim bir kısmı ülkemizde üretilmiyor.
“İnsan hayatı için bu maliyetlere değer” diyebilirsiniz, ancak bu yaklaşım oldukça romantik ve hayalci bulunabilir. Çünkü makineleşme sonucunda iş yerlerinde ölümleri azaltırken işsiz kalan milyonlarca kişi sosyal, iktisadi ve kriminal sorunlara yol açacaktır ve madenlerde verdiğiniz yaralanma ve can kayıplarını, belki de fazlasıyla başka alanlarda verebilirsiniz.
Aynı şekilde ithalata yüklendikçe bozulan ekonomik dengeler milyonlarca ailenin hayatının yaşanmaz hale getirebilir.
ÇARE EĞİTİMDE
Özetleyecek olur isek, tüm mesele yapısal bir dönüşümden, bu dönüşümün ise hazırlıklı yapılmasından geçiyor.
Tüm iş kolları 21. yüzyılın gerçekleri ile uyumlu hale gelmeli, makineleşme artmalı, tehlikeli işlerde insanın yerini robotlar ve cihazlara almalı, buna karşın işçilerin yeni hayatlarına uyum sağlayabilmeleri için eğitimleri yapılmalı, daha kalifiye hale gelmeleri sağlanmalı.
Aynı çerçevede ekonomide dönüşümü sağlayacak olan sektörlere yatırım yapılmalı ve dönüşüm yerel üreticiler üzerinden gerçekleştirilmeli.
Belki de hepsinden daha önemlisi ise Türk işçisi artık kaba işlerde değil, daha rafine, daha ince işlerde çalışabilir hale getirilmeli…
BENZER HABERLER