Son Dakika
Eğitimi kurtarmak için iyi öğretmen yetiştirmek gerektiği vurgulanan raporda ‘bilgisayar kullanamayan öğretmenler var’ denildi. Çözüm; Her öğretmen yüksek lisans yapmalı.
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği Eğitim Çalışma Grubu Başkanı Enver Yücel, TÜSİAD’ın gündeme taşıdığı proje önerisiyle, karar alıcılara bir nebze de olsa yardımcı olma amacı güttüğünü söyledi. “Eğitim bizim ticaretimizden de, sanayimizden de önemlidir, sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasının da lokomotifidir eğitim” diyen Yücel, TÜSİAD’ın Türkiye’nin eğitim sorumluluğunu üstlenen bir sivil toplum örgütü olduğunu dile getirdi. Dünyada eğitim konusunun tartışıldığını dile getiren Yücel, eğitim kadrosunun nitelikli personellerden seçilmesi ve mesleki eğitim sürecine dikkat edilmesi gerektiğine değinerek, “Türkiye’de sanayi devriminde yapılan eğitimi düzeltmeye kalkışırsak yanlış yapmış oluruz. Türkiye’de eğitimi 21. yüzyıla yakışan neyse onu yapmalıyız. Orada sıçrama yapmamız lazım. Dünyada iyi öğretmen yetiştirme sorununu halletmeyen hiçbir ülke eğitimde başarılı olamamıştır. Biz hangi sistemleri, hangi teknolojileri getirirsek getirelim bunu yapacak olan, insanları yetiştirecek olan okuldaki öğretmenimizdir” dedi.
PISA sonucu ciddi uyarı
TOPLANTININ açılışında konuşan TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz, eğitimin insan kaynağının niteliğini belirleyen ana unsur olduğunu söyledi. Öğretmen eğitimine yönelik bir reform sürecinin gerekli olduğunu vurgulayan Yılmaz, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) tarafından hazırlanan Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) sonuçlarına göre Türkiye’nin 34 OECD ülkesi arasında 32. sırada yer almasının ciddi bir uyarı olduğunu bildirdi. Yılmaz, PISA sonuçlarının birçok ülkede gençlerin zorunlu eğitim sürecince yeterli beceri seviyesine ulaşamadığını gösterdiğini dile getirdi.
Yılmaz, “Türkiye’de de anaokulundan lise son sınıfa kadar her kademedeki okulda öğretmenlik yapacakların, bir bilim dalında yüksek lisans derecesine sahip olmaları ve deneyime dayalı meslek eğitimi görmeleri üzerinde kuvvetle düşünülmelidir” ifadelerini kullandı.
İşte önerilen model; Okulda üniversite
Raporda, “Okulda Üniversite Modeli” uygulandığında eğitim fakültesi öğretim üyelerinin, öğretmen eğitimi için işbirliği yapılan okullarda ofisleri olması gerektiği ve okullardaki deneyimli öğretmenlerden öğretim görevlisi olarak yararlanılması önerilerek, şunlar kaydedildi;
“Eğitim fakülteleri doktora programı olan üniversitelerde açılmalı ve öğretmen eğitiminde uzmanlaşmalıdır.
‘Teşvik edilsinler’
‘Okulda Üniversite’ye dönüştürülecek uygulama okulları öğretmenlik uygulaması alanında uzmanlaşmalıdır. Öğretmen eğitimi için üniversite-okul ortaklığı kurumsallaşmalıdır. Öğretmen eğitimi vermek amacıyla üniversite-okul ortaklığını kurumsallaştırmak için ‘okulda üniversite modeli’ benimsenmelidir. Mevcut öğretmenler alanlarında yüksek lisans yapmalıdır. Öğretmenleri bu amaçla motive etmek ve desteklemek için bir teşvik programı hazırlanmalıdır.
Öğretmenler için eğitim formülü; 2+2
Projeyi hazırlayan Rhode Island Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Özcan ise gelecek nesilleri yetiştiren öğretmenlerin küreselleşmeyi iyi anlayan, teknoloji kullanımına önem veren ve öğrenmeye aç olan kimselerden seçilmesi gerektiğini söyledi. Özcan, “Uzun yıllardır öğretmenlik yapıp da hala e-mail adresi olmayan öğretmenler var, hala bilgisayar kullanmayı bilmeyen öğretmenler var” diye konuştu. Özcan, “Önerdiğim öğretmen yetiştirme modelinin 4 versiyonu var. 4 yıllık lisans eğitimini 4 değil 2+2 olarak öneriyoruz. İlk 2 yıl genel kültür ve genel yetenek eğitimi, sonraki 2 yıl da öğretmen adaylarımızın başarılı ve bilgi düzeyi yüksek öğretmenlerin yanına vererek alanda tecrübe sağlamasını hedefliyoruz” dedi.
4 yıllık öğretmen eğitimi yeterli değil
Öğretmenlerin eğitim süreçlerine ilişkin geliştirdiği projenin sonuçlarına ilişkin bilgiler veren Özcan, şunları kaydetti, “Araştırma sonuçlarımıza göre, lisans düzeyinde 4 yıllık öğretmen eğitimi artık yeterli değil. Sadece ‘Öğretmenlik Formasyonu’ veren lisans sonrası programlar var ve bunlar gerçekten başarılı değil. Meslek eğitiminin süresi ve süreci çok önemli. Eğitim, mesleğin uygulama yönüyle edinilmesi en az 2 yıldır. Öte yandan mesleği öğrenmek için de alanda yapılmalıdır bu iş. Finlandiya 1978 yılında bunu bir yasayla sağladı. Hollanda’da da uygulanıyor. Öğretmenlerin kendi alanında yüksek lisans yapmaları hakkında yasal bir düzenleme sağlanırsa çok sağlıklı bir süreç yaşanacak.”
Öğretmenlik ‘cazip’ mesleğe dönüşmeli
Eğitimde yüksek lisans veren programlar yeniden yapılandırılmalıdır. Mevcut öğretmenlere üniversiteler ve uzman kuruluşlarla işbirliği yapılarak hizmet-içi mesleki eğitim sağlanmalıdır. Öğretmen eğitimi müfredatından içeriği örtüşen dersler çıkarılmalı ve müfredatın içeriğinde teori ve uygulama eşit olmalı ve eş zamanlı öğretilmelidir. Öğretmen eğitimi programının tamamında, yaşayarak öğrenmeyi sağlayan yöntemler uygulanmalıdır. Öğretmen eğitimcisi olacak akademisyen ve öğretmenlerin niteliklerini tanımlayan ‘öğretmen eğitimcisi yeterlilikleri’ hazırlanmalıdır. Eğitim fakültelerine öğrenci seçme kriterleri değiştirilmeli ve öğretmenliğe ilgi ve yeteneği olan öğrenciler seçilmelidir. Öğretmenlik cazip bir meslek haline dönüştürülmelidir.
Vatan
BENZER HABERLER