Son Dakika
Eğitim-Bir-Sen, MEB’e, Rotasyonun son anda iptal edildiği 2015’den bugüne hiçbir şey değişmemişken, neden tekrar gündeme alındığını sordu.
Milli Eğitim Bakanı, geçen ay düzenlenen II. Eğitim Kongresi’nde, öğretmenlere rotasyon uygulamasının 2017 yılında hayata geçirileceğini ifade etmiştir.
Rotasyon, Milli Eğitim eski Bakanı Ömer Dinçer döneminden beridir sıkça dillendirilen bir konudur. Sendika olarak, Öğretmen Strateji Belgesi Taslağı’nın oluşturulması sürecinde ilk defa eğitim camiasının gündemine gelen rotasyon uygulaması, o tarihten beri karşı çıktığımız bir konudur.
Kasım 2011’de yapılan Ulusal Öğretmen Stratejisi Çalıştayı’nda, Bakanlık tarafından Ulusal Öğretmen Strateji Belgesi’ne konulmaya çalışılan rotasyona karşı çıkmış, Bakanlığın aynı okulda 10 yıl çalışan öğretmenlere getirdiği il dışı rotasyon önerisi, ısrarlı muhalefetimiz neticesi gündemden çıkarılmıştı. Yine o dönem zarfında kamu hizmetinde esas olanın, hizmetten faydalananlar olduğuna vurgu yaparak, öğretmenlerin zaten doğal bir rotasyon içerisinde bulunduğunu, -o dönemde- ilköğretim birinci kademe öğretmenlerinin 5 yıl, ikinci kademe öğretmenlerinin 3 yıl, ortaöğretim öğretmenlerinin ise 4 yılda bir öğrencilerinin değiştiğini ve hizmet alan eksenli bir doğal rotasyonun gerçekleştiğini vurgulamıştık. Bakanlık, bugün olduğu gibi, o gün de rotasyonun gerekçesini ortaya koyamamıştı.
Sonrasında, Nisan 2015 tarihinde yürürlüğe konulan Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’yle öğretmenlerin aynı eğitim kurumunda çalışabileceği azami görev süresi üzerinden hizmet süresine bağlı yer değişikliği (rotasyon) uygulaması getirilmişti. Eğitim-Bir-Sen olarak, bahse konu düzenlemeye, yönetmelik taslağının kamuoyuna yansıdığı andan itibaren tepki göstermiş; rotasyon uygulamasını “kavimler göçü” olarak nitelendirerek buna karşı olduğumuzu dile getirmiştik. Eğitimin ve öğretmenlerin çözülmesi gereken pek çok sorunu varken, rotasyonun çözüm değil, yeni bir sorun alanı haline geleceğine dikkat çekerek, öğretmeni isteği dışında ikametgahından uzaklaştırmakla yer değişikliği sorununun çözülemeyeceğini ifade etmiştik.
Milli Eğitim Bakanlığı, 2015 Eylül ayında kademeli olarak rotasyon uygulamasına başlanacağını duyurmuş; aynı eğitim kurumunda 12 yılını dolduran yaklaşık 40 bin öğretmenin etkileneceği uygulamadan, öğretmenlerden tercih alındıktan sonra, atamaların yapılmasına sayılı günler kala vazgeçmişti. Rotasyonun gerekçesini ortaya koyamayan, öğretmenine neden zorla yerini değiştirdiğini izah edemeyen Bakanlık, yine hiçbir gerekçe ortaya koymadan uygulamadan vazgeçmişti.
Şimdi Sayın Bakanın ifadesiyle rotasyon uygulamasının hayata geçirileceği planlanmaktadır. Ancak bu konuda gerek gerekçe gerekse uygulama noktasında yeterli bir hazırlık yapılmadığı; aceleci ve plansız bir tavırla hareket edildiği görülmektedir. Rotasyonun son anda iptal edildiği 2015 yazından bugüne hiçbir şey değişmemişken, şimdi aynı konuyu tekrar gündeme neden alındığı sorusu ortada durmaktadır.
Üstelik yakın zamanda proje okulları yönünden rotasyonun denediği ve bir sonuç alınamadığı da bilinen bir gerçektir. Bakanlık norm kadro fazlası öğretmenlerin atamasıyla beraber, ülke genelinde 155 proje okulunda 8 yılını dolduran bin 187 öğretmeni rotasyona tabi tutmayı kararlaştırmış, ancak süreç tamamlanamadan geri adım atmak zorunda kalmıştı. Bakanlığın bu türden “örnek uygulamalardan” ders alması, çok dar kapsamlı ve çok daha dar bir kitleye bile uygulayamadığı rotasyonu 950 bin öğretmene nasıl uygulayacağı konusunda yeniden düşünmesi gerekmektedir.
Bakanlığın sürdürülebilir ve yönetilebilir bir istihdam politikası oluşturamamasının ceremesini öğretmenler çekmemelidir. Eğitim sistemimizin karma eğitim dayatması, müfredat, sosyo-ekonomik açıdan az gelişmiş yörelerdeki öğretmenlerin görev süresi, kariyer basamakları, altyapı ve donanım eksiklikleri, okul bütçesi gibi çözüm bekleyen sorunları ortada dururken, öğretmenleri huzursuz edecek, işlerine ve mesleki gelişimlerine odaklanmalarını engelleyecek, çalışma barışını ve kurumsal iş birliğini bozacak rotasyon gibi zorlama tedbirlerin Bakanlığın gündeminden çıkarılması ve öğretmenlerimizin öğrencilerine odaklanmasının sağlanması gereklidir.
BENZER HABERLER