Son Dakika
Yeni Şafak Gazetesi yazarı Ahmet ÜNLÜ bugünkü yazısında; kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlarda olması gerektiğini düşündüğü 14 kritik kuralı sorular eşliğinde yazdı.
1-Güne erken başlar mısınız, günlük mesainizde neler yaparsınız?
İster çalışma günlerinde isterse tatil günlerinde güne erken başlama alışkanlığınız var mıdır? Eğer gününüzü bereketlendirmek istiyorsanız, güne erken başlamanız gerektiğini bilmeniz gerekiyor. Aynı durum mesai saatlerine zamanında başlamak için de geçerlidir. Gününüzün çoğunu devlet işlerine ayırdığınızda ya da devlet işlerini düşündüğünüzde gününüzün nasıl bereketlendiğini göreceksiniz. Buna göre kendinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sabah mesaiye başladığınızda Resmi Gazete’yi açarak kamu personelini ya da kendi kurumunuzun görev alanını ilgilendiren bir düzenleme olup olmadığını inceleme gereği duyar mısınız yoksa diğer gazeteler bana yeter mi dersiniz? Ya da kahvaltı yapmak için arkadaşınızı ziyaret ederek çay eşliğinde hem kahvaltı yapıp hem de kurumunuzda olup bitenleri değerlendirme alışkanlığınız var mıdır? Ya da not defterinize günlük yapılacakları listeleyerek önem sırasına göre yapmaya çalışma alışkanlığınız var mıdır? Mesai sonunda da yaptığınız işleri değerlendirerek vicdanen yeterince çalıştığınızı düşünerek evinize gönül rahatlığı ile gider misiniz? Bir önceki gününüzü değerlendirdiğinizde bugün daha iyi işler çıkardığınızı düşünür müsünüz? İki günü biri birine eşit olanın zararda olduğunu düşünmek gibi bir alışkanlığınız var mıdır? Bunlara benzer başka standart alışkanlıklarınız olduğunu düşünüyor musunuz?
2-Kendinizin SWOT analizini yapar mısınız?
Zaman zaman kendinizi masaya yatırıp güçlü ve zayıf yönlerinizi çıkarıp kendinize göre fırsat ve tehditleri tespit eder misiniz? Ya da kendinize tevbe veya tefekkür zamanı ayırır mısınız?
3-Başkalarını eleştirmek mi yoksa eleştirilmek mi hoşunuza gider?
Eleştiri kulağı en fazla tırmalayan ya da can sıkan kavramlardan bir tanesidir. Hele de gücün zirvesinde olanların eleştirisi, tahammül edilmesi zor bir durumdur. Bir kocakarının herkesin içerisinde adaletin zirve ismi Hz. Ömer’i eleştirmesi ve bu eleştiri karşısında da “Ömer yanıldı” zirve cevabının mübarek ağızdan dökülmesi herhalde en fazla günümüze fener olacak yitik malımız diye düşünüyorum.
Eğer bir organizasyon eleştiriye tahammül gösteremiyorsa en yalın tabirle çürümeye başlamış demektir. Övgü kadar hoşa gidecek ve övüldükçe daha fazla övgü istemek kadar insan tabiatına uygun bir davranış yoktur. İnsanlar her şeyden bıkarlar, ancak övülmekten asla bıkmazlar. İnsanları ne kadar överseniz daha fazla övülmek isterler ve övülmekten asla bıkmazlar. Övülmekten hoşlanmak bir de müptela seviyesine çıkmışsa farklı çıkan her ses insanı çılgına çevirmeye yetecektir. Buna göre başkalarını eleştirmek mi yoksa kendinizin eleştirilmesi mi hoşunuza gidiyor?
4-Kamu görevini yürütürken farklı yöntem arayışlarınız var mıdır?
Yaptığınız işleri daha etkili yapmak için yeni yöntemler bulmaya çalışır mısınız? Yoksa böyle gelmiş böyle gider diyerek eski köye yeni adet getirmekten kaçınır mısınız? Yemek yerken veya çay içerken dahi devlet işlerini daha iyi nasıl yaparım diye düşüncelere dalar mısınız? Başkalarına benzer telkinlerde bulunur musunuz?
5-Doğru insanlarla birlikte hareket etmeyi sever misiniz?
Her kamu kurumunda parmakla gösterilen kişiler vardır. Ama onların yanında durmanın da bedeli vardır. Bu nedenle devlet işlerini yaparken doğru insanlarla birlikte hareket eder misiniz yoksa doğru insanlarla birlikte hareket etmekten başıma bir şeyler gelir diye endişelenir misiniz? Malum, ilkeli insanlar işlerini birilerinin gözüne bakarak yapmadığı için bazen şimşekleri de üzerlerine çekerler. Buna göre kendinizi nerede konumlandırıyorsunuz?
6-Masanızdaki lüzumsuz evraklara bakmaktan zevk alır mısınız?
Masanızdaki lüzumsuz evrakları ara sıra temizler misiniz yoksa fazla iş yapıyor algısı oluşturmak için masanızdaki evrak yığınına bakmaktan zevk mi alırsınız? Maalesef kamuda masalardaki şişkin evrak yığınları çok yaygın bir görüntüdür. Halbuki masanın üzerinde aylarca dokunulmayan ve olması ile olmaması arasında hiçbir fark olmayan yüzlerce evrak görüntü kirliliğinden başka bir anlam ifade etmez.
7-Yazmayı ve not tutmayı sever misiniz?
Kamu görevlilerinin önemli gördüğü konuları yazıp not tutması oldukça önemli bir alışkanlıktır. Bir yazarın gerekirse kolunuza yazarak zihninizi boşaltın öğüdü oldukça önemlidir. Zira zihindeki fikirler nota dönüşerek bir anlama kavuşur. Kaldı ki not tutma alışkanlığı ifade kabiliyetini geliştirmek için ilaç gibidir. Sizde de bu tür alışkanlıklar var mıdır? Kaldı ki bu yöntem ileride tecrübe aktarımını kitaplaştırmak için hazır kaynaktır.
8-Erteleme alışkanlığınız var mıdır?
Ertelenen her işin kamuya nasıl bir yük oluşturduğunu bilmemiz gerekiyor. Hatta her erteleme birilerinin mutluluğunu çalmak veya hüznünü arttırmaktır. Zamanında yapılması gereken bir atamanın birilerinin evine sıcak çorba, zamanında yapılan bir ödemenin birilerinin iflasını önleme, hatta zamanında yapılan bir tedavinin bir can kurtarma olduğunu bilmek gerekiyor.
Bu pencereden bakıldığında zamanında bitirilmesi gereken bir işi ertesi güne aktardığınız oldu mu? Atama bekleyen bir adayın geç yapılan bir atamasının acısını yüreğinizde hissettiniz mi? Zamanında bitirmediğiniz bir rapordan dolayı kamunun uğradığı zararı düşündüğünüz oldu mu? Ya da kendinizi, işini beklettiğiniz kişilerin yerine koyduğunuz olur mu? Lütfen elinize bir kağıt kalem alın ve kendinizi hesaba çekin. Unutmayın ki sabahtan akşama kadar çalışsanız da hiçbir iş yapmasanız da gününüz bitiyor, tercih sizin.
9-Başkalarını konuşma alışkanlığınız var mıdır?
Düzeltemeyeceğiniz işleri konuşmaktan bıktığınız olur mu? Ya da her gün kimler aleyhinde konuştuğunuzu not ettiğiniz olur mu? Yeterli bilgi sahibi olmadan veya kızdığınız için birilerinin aleyhinde kamuoyu oluşturduğunuz oldu mu? Soruları uzatabilirsiniz.
10-Boş zamanlarınızda kendinizi geliştirme ihtiyacı duyar mısınız?
Boş zamanlarınızda kendinizi geliştirme ve eksiklerinizi tamamlama gereği hisseder misiniz? Yoksa benden bu kadar mı dersiniz? Zamanın bize verilen en kıymetli hazine olduğunu düşünerek en etkili kullanma yollarını arama gereği duyar mısınız? Yoksa çay sohbetleri ile veya arkadaş ziyaretleriyle gününüzün nasıl geçtiğini dahi bilmediğiniz zamanlar çok mudur? Daha açık ifadeyle zaman planlaması yapar mısınız?
11-Günlük, aylık ve yıllık hedef koyar mısınız, yapılacaklar listesiniz var mıdır?
Kendinize çizdiğiniz bir kariyer hedefiniz var mıdır? Yoksa birilerinin sınavsız yükselmesine imrenerek niçin bende aynı yöntemi kullanmayayım diye iç geçirdiğiniz olur mu? Yoksa bu yöntem bana yakışmaz, birilerinin hakkını gasp ederek yükselmektense aynı pozisyonda kalmak daha onurlu mu dersiniz? Yine günlük yapılacak görev listeniz var mıdır? Sistemli çalışma alışkanlığınız var mıdır? Elinizi vicdanınıza koyarsanız kendinizi nasıl tanımlarsınız?
12-Hayırlı konuşmak veya susmak gibi ilkeleriniz var mıdır?
Konuşmanın şehvetine kapılarak bilip bilmeden ağzınıza gelen her şeyi konuşur musunuz? Ağzınızdan çıkan her kelimenin sizin peşinizden geleceğini ve bir gün önünüze çıkacağını düşünür müsünüz? Ağzınızdan çıkan her sözü kaç defa tarttığınızı düşünüyorsunuz? Soruları çoğaltabilirsiniz.
13-‘Hayır’ deme alışkanlığınız var mıdır?
Kendinize ait sınırlarınız ve kurallarınız var mı ya da literatürünüzde hayır kelimesi var mıdır? Her şeye evet diyen bir kamu görevlisinin emanete ihanet ettiğini düşünür müsünüz? Doğru yanlış süzgecinden geçirmeden her şeyi yapmaya çalışan bir kişinin kurumlara nasıl bir kötülük yaptığını düşünür müsünüz? Her şeye evet demekle her şeye hayır demenin eş değer olduğunu düşünür müsünüz? Özetle astlarınıza ve üstlerinize gerektiğinde hayır diyebiliyor musunuz?
14-Şükreder ve ölümü hatırlar mısınız?
Bulunduğunuz görevi isteyip tek elde edemeyen kaç kişi olduğunu düşünerek şükreder ve sizden istenen işin en iyisini yapmaya çalışır mısınız? Yoksa benden bu kadar deyip küsme moduna girerek akşamın olmasını mı beklersiniz?
Ağızların tadını bozan ölümü hatırlar mısınız? Eğer hatırlarsanız, memur veya amir olarak nasıl hatırlanmak istersiniz? Steve Jobs bakın neler demiş; “Eğer bugün hayatının son günü olsaydı bugün normalde yapacağın şeyleri yapmak ister miydin? Uzun süre art arda hayır yanıtını verdiğimde bir şeyleri değiştirmem gerektiğini anladım. İnsanın kısa süre içinde öleceğini bilmesi yaşantısına damga vuracak kararlar vermesi açısından büyük önem taşır. Çünkü her şey, tüm dış beklentiler, gururlar, küçük düşme ya da başarısızlık korkuları tüm bunlar ölüm karşısında değerlerini yitirir, yalnızca ölümdür önemli olan.” Herhalde bu ifadelerin altına imza atmayacak yoktur. Özetin özeti olarak bütün yollar ölüme çıkıyor başka söze gerek var mı?
Kamumemurlar.com’u twitter’dan takip etmek için tıklayınız
Kaynak: Yeni Şafak
BENZER HABERLER