logo

Farabi’ye Göre Kamu Yöneticilerinde Aranan Özellikler

Farabi’ye Göre Kamu Yöneticilerinde Aranan Özellikler

Gök kubbenin altında söylenmedik sözcük kalmamış anlayışından hareketle Hz. Adem’den (AS) günümüze yönetim ve yönetim felsefesiyle ilgili çok fazla eser kaleme alınmıştır. Müslüman alimlerin kaleme almış olduğu eserler arasında kamu yönetimiyle ilgili çok fazla eser görüyoruz.

Yenişafak Gazetesi yazarlarından Ahmet Ünlü bugünkü yazısında ‘Farabi’ye göre kamu yöneticilerinde aranan özellikleri’ aktardı.

Ünlü yazısında:

İşte Farabi’de bu alanda kafa yormuş kıymetli bir alim. Tam künyesiyle Ebü Nasr Muhammed bin Muhammed bin Tarhan bin Uzluğ el-Farabi et-Türkidir. Batı’da ise Alpharabius ve Abunaser diye anılmaktadır. Farabi’nin El-Medinetü’l-Faıla’sında kamu yöneticilerinde bulunması gereken özellikleri faydalı olacağını düşündüğümüz için günümüze uyarlayarak sıralamaya çalışacağız.

1- Yöneticinin vücudunun tam ve her uzvunun yerli yerinde olması lazımdır ki vazifesini kolayca yapabilsin

Elbette engelliler de yöneticilik yapabilirler. Ancak Farabi etkin bir yöneticilik yapabilmek için vücut bütünlüğünün yerli yerinde olmasını öneriyor. Yöneticilik yapanların yüksek bir performans göstermeleri gerektiğinden yola çıkarsak, yöneticinin zihinsel, ruhsal ve bedensel olarak güçlü olması gerektiğini vurgulamaktadır. Modern yönetim felsefesiyle uğraşan yazarlar da benzer düşünceleri ifade etmekten kaçınmıyorlar. Nitekim özel sektörde engelli yöneticilere çok nadir rastlanmaktadır.

2- Kendisine söylenen her şeyi kavrayarak iyi anlaması lazımdır ki hem söyleyenin maksadını hem de konuyu olduğu gibi anlasın

Peter Drucker’in ifade ettiği gibi iletişimde en önemli yaklaşım söylenmeyeni duymaktır. Bu nedenle yöneticinin yanlış anlamalara gelebilecek söz ve ifadeler yerine anlaşılmayı tercih etmesi gerekir. Ancak, bazı yöneticilerin anlaşılmama üzerine bir yönetim sergilediklerine şahit olabilirsiniz. Bu nedenledir ki kamu yöneticilerinde sıklıkla astlarının kendisini anlamakta zorlandıkları ve astlarının yetersiz olduğunu sıklıkla duyarsınız. Halbuki bu serzenişler yeteneksiz yöneticilerin kendi kabiliyetsizliklerini gizlemek için kullandığı klasik bir yöntemdir.

3- Hafızası kuvvetli olmalıdır ki anladığı, gördüğü, işittiği ve düşündüğü her şeyi iyi öğrensin ve unutmasın

Yöneticilerin zeka düzeyinin ortalamanın üzerinde olması etkili yönetimin olmazsa olmaz kuralıdır. Bu durum en fazla üst düzey toplantılarda fark edilir. Toplantıya katılan veya yöneten kişinin konuyu algılaması ve yönlendirmesi zeka düzeyini açık bir şekilde gösterir. Sorulan sorular ve alınan cevaplar seviyeyi en iyi gösteren unsurlardan birisidir. Dün söylediğini bugün hatırlamayan, sürekli suçlayıcı bir üslupla talimat verdiği işler yerine talimat vermediği işlerin yapıldığını iddia etmeler zayıf yöneticilerde sık karşılaşılan özellikleridendir. Kimse beni anlamıyor, bu kadar yeteneksiz insanları nasıl idare edeceğimi bilemiyorum, benim söylediklerimin tersi yapılıyor gibi ifadeler tanıdık geliyor mu?

Hafızasına güvenmeyen yöneticilerin iyi not alması ve notlarını toplantıların özelliğine göre kullanması iyi bir yöntemdir. Bir yazarın ifade ettiği gibi gerekirse gömlek koluna not alma yöntemi kullanılmalıdır.

4- Uyanık ve zeki olmalıdır ki gördüğü en ufak delili anında farkedip yerinde kullanmasını bilsin

Yöneticinin anlamsız verilerden anlamlı sonuç çıkarması onun yöneticilik yeteneğinin göstergesidir. Astlarının çırpınarak izah etmeye çalıştıkları birçok sorunu anlamakta zorlanan yöneticilere sıklıkla karşılaşılmaktadır. En basit konularda dahi bir arpa boyu yol alınamaması, saatler süren toplantılar ve sürekli gerginliklerin hakim olması yönetimde zafiyet oluşturur. Zeki bir yönetici toplantıları adeta beyin avcılığına çevirir ve yönetici adaylarını tek tek tespit eder.

5- Konuşma kabiliyeti olmalıdır ki hem astlarını hem de üstlerini ikna edebilsin

Yöneticileri diğer çalışanlardan ayıran en büyük özelliklerden birisi de güzel konuşma yeteneğidir. Ağzından kelimelerin taksitle çıktığı bir yöneticinin hem kendisine hem de astlarına ciddi rahatsızlık verdiği bilinmektedir.

Hem günümüzde hem de geçmişteki liderlik özelliği gösteren yöneticilerin tamamına yakınında etkili hatip olduğu bilinmektedir.

Tarihe damga vuran yöneticilerin sıkıntılı zamanlarda etkili ve yerinde hitapları ile toplulukları nasıl harekete geçirdiği bilinmektedir. Yavuz Sultan Selim’in isyan eden askerlerin karşısına geçerek yaptığı konuşma hatırlanmalıdır. İki kelimeyi yan yana getirmekte zorlanan kişilerin etkili bir yönetim sergilemesi mümkün değildir.

6- Öğretmeyi ve öğrenmeyi sevmesi, buna kendini kaptırmış olması ve her şeyi kolayca öğretmesi lazımdır ki öğretme ve öğrenme yorgunlukları ona ne ıstırap versin ne de vücudu yıpratsın

657 sayılı Kanun’da da amirlerin birlikte çalıştığı memurlarını yetiştirmekten, hal ve hareketlerini takip ve kontrol etmekten görevli sorumlu oldukları belirtilmiştir. Nadir de olsa günümüzde astlarının yetişmelerinde önemli katkılar sağlayan yöneticilere rastlamaktayız.

7- Yemeye, içmeye ve kadınlara düşkün olmaması ve her türlü malayani oyunlardan sakınması lazımdır

Günümüz yöneticilerinin birçoğunun yorgunluk atmak amacıyla en fazla müracaat ettikleri birçok oyun türü ile saatler geçirdikleri vakayı adiye’den olmuştur. Çok yazık ama maalesef gerçek durum budur. İşlerin daha iyi nasıl yapılacağının tartışılması gereken ortamlar oyun salonları olmaya başlanmıştır. Buralardan çıkan sonuçlar da ancak bu kadar etkili olabilmektedir.

8- Doğruluğu ve doğruları sevmesi, yalandan ve yalancılardan nefret etmesi lazımdır

Yöneticilerin doğru ile yanlışı birbirinden ayırt edebilmesi için feraset sahibi ve bilgi yönünden donanımlı olması gerekmektedir. Bazı yalanların yalan olduğu bilindiği halde kulağa hoş geldiği için yönetici açısından doğrulardan daha fazla sahip çıkıldığına şahit olunmaktadır. Bu nedenle yöneticilerin çevresine bakılarak bir kanaat sahibi olmak mümkündür.

9- Ulu olması ve ululuğu sevmesi lazımdır ki utandırıcı şeylere düşmesin ve tabiatıyla hep yüksek şeyleri arasın ve gümüşle altın gibi şeylere ve diğer dünyalıklara göz koymasın

Daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz üzere yöneticinin geçmişi oldukça önemlidir. Kamu hizmetinin bir yana bırakılıp tez elden kamu gücünün etkisiyle mal mülk edinmek hem dünyada hem de ahirette rezillik ve zillet getirir. Kamu gücü ile devleti alıp devleti satma yoluna başvuranlar yüzlerini astarı düşmüş yöneticilere rastlamak mümkündür. Bu nedenledir ki kısa bir dünya hayatı için yöneticiliğe yakışmayan işlere girişilmemesi gerekir.

10- Mutedil mizaçta olmalı ki kendisinden adalet istendiği zaman şiddet göstermesin, titizlik ve aksilik etmesin

Yöneticinin astlarının yapmış olduğu küçük hataları bahane ederek içindeki canavarı çıkarması doğru değildir. Özellikle öfke kontrolünde zorlananların eğitim alması gerekir. Yöneticinin her zaman tatlı sert olması, kırıp dökmemesi ve her şeyi tadında bırakması gerekir. Aksi takdirde hiç beklenmedik sıkıntılara düşebilir. Nihayetinde karşısında olanların da insan olduğu bilinmelidir.

11- Büyük bir azim ve irade sahibi olmalı ki zaruri bulduğu şeyleri gerçekleştirmek hususunda cesaret göstersin, korkak veya yumuşak olmasın

Yönetsel olarak tecrübe ve bilgi sahibi olan kişilerin sergilemiş oldukları yönetimin sanatkar bir tarafı da vardır. Kendisi neyi ne zaman yapacağını bildiği gibi asları da bu duruma ayak uydurur. Ne zaman ne yapacağı ve ne isteyeceği bilinmeyen yöneticiler kurumlar için adeta bir kabus gibidir. Yine sürekli gelecek kaygısı yaşayan bir yönetici hem kendine hem de astlarına hayatı zindan edebilir. Yönetici oturduğu koltuğun kendisine ait olmadığını varsayarak görevine devam ederse hem kendi rahat eder hem de astları. Demek ki yıllar geçse de yönetimdeki doğrular kavramsal olarak değişse de içerik olarak değişmemektedir.

Etiketler: »
#

SENDE YORUM YAZ

10+6 = ?

Güvenlik Kodu * Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.

Etiketler:,