Son Dakika
Bakan Çelik, Çalışma Meclisi’nin 10’uncusu Bilkent Otel’de düzenlenen toplantısına katıldı. Çelik, toplantının açılış konuşmasında, ilk toplantısının 1947’te yapan Çalışma Meclisi’nin 10. toplantısını düzenlemenin mutluluğunu yaşadıklarını ifade etti.
Çalışma Meclisi’nin ülkenin önde gelen sosyal diyalog platformlarından biri olduğunu ifade eden Çelik, sosyal diyalogu esas alan, emek ile sermayenin bir birini tamamlayan iki unsur olarak gören yaklaşımları sayesinde çalışma hayatıyla ilgili son derece önemli reformlara hep birlikte imza attıklarını belirtti.
Bu düzenlemelerin başında, İş Kanunu, Sosyal Güvenlik Reformu, Genel Sağlık Sigortası, İntibak Kanunu, İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi ve memurlara toplu sözleşme hakkı sağlayan yasanın geldiğini bildiren Çelik, şunları kaydetti:
“Gerek yasama faaliyetleri gerekse toplu sözleşme masasındaki değerlendirmeler ve asgari ücret tespit komisyonu olarak ‘biz yaptık’ olduğu yaklaşımıyla değil, sosyal diyalog çerçevesinde sosyal taraflarla günlerce, haftalarca toplantılar gerçekleştirdik ve sonuç aldık. Çalışma hayatında çözüme kavuşan sorunların yanında önümüzde duran sayın Başbakanımızın, ‘anlaşarak gelin’ dediği konular var. Bu meclisin alt yapı çalışmalarını gerçekleştirdik orada, ‘alt işverenlik’, ‘kıdem tazminatı’, ‘iş sağlığı ve güvenliği yasası sonrasında yaşanan ve yaşanması muhtemel sorunlar’, ‘özel istihdam büroları’, ‘sendikal örgütlenmenin önündeki engeller’ ve ‘istihdam politikaları’ başlıkları belirlendi.”
-İşçinin de işverenin de kıdem sorunu var-
Bakan Çelik, alt işverenliğin 1936 yılından beri Türkiye’de olan bir yapı olduğuna, bu yapının dünyanın birçok ülkesinde de bulunduğuna dikkati çekerek, halk arasında “taşeron işçi” diye adlandırılan işçilerin ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğunu söyledi.
Kıdem tazminatının da uzun süredir tartışılan konuların başında geldiğini ve bu uygulamanın yaklaşık 11 milyon çalışanın ilgilendirdiğini ifade eden Çelik, “11 milyon çalışanın içerisinde yüzde 10’luk bir kısmın, yani yaklaşık 1,5 milyon işçimizin kıdem tazminat sorunu yok ama geriye kalan 9,5 milyon işçimizin kıdem tazminatıyla ilgili ciddi sorunları var. Bu konuda işverenlerimiz de yaşadığı sorunlar var. İşverenlerde ‘OECD ülkeleri arasında kıdem tazminatı oranı en yüksek ülkeyiz’ diyor.
İşçilerimiz diyor ki, ’11 ay çalıştırılıyorum, 12 çalışmadığım için kıdem tazminatını hak edemiyorum.’ Onun için mutlak olarak bu sorunlara çözüm üretmemiz lazım. Biz bu konuları sadece işverenlerin toplantılarında değil işçi konfederasyonlarının genel kurullarında da dile getiriyorum” diye konuştu.
-“İşçinin istismarını masaya yatırmalıyız”-
Geçici işçiler, kısmi çalışanlar ve evde çalışanların sosyal güvencelerden yoksun olduğunu bildiklerini ifade eden Çelik, yüzde 52 olan istihdamdaki kayıtdışılığın yüzde 37’ye gerilediğini bildirdi.
Söz konusu düşüsün son derece olumlu bir gelişme olduğunu ifade eden Çelik, yüzde 37’lik kayıtdışılığın sadece yüzde 1’inin 7 milyon lira maliyet oluşturduğunu, bunun da sosyal güvenlik açığını etkilediğini kaydetti.
Bakan Çelik, “İşçinin istismarını mutlaka önleyecek düzenlemeyi mutlaka masaya yatırmamız gerekiyor” dedi.
-50 sendika yetkisizlikten kurtuldu-
İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası konusunda yanlış bilgilendirmelerin yapıldığından şikayet eden Bakan Çelik, şöyle konuştu:
“İş kazaları konusunda verileri EUROSTAT gibi uluslar arası kuruluşlar yayımlıyor. Bunlar da 2007 ve 2008’den sonra herhangi veri açıklamadıklarına göre neden Türkiye iş kazalarındaki ölümler dünyada 3. sırada olduğu ifade ediliyor. Bunu anlamakta zorlanıyorum. Gerçek rakam bizde var. 100 bin işçiden 6 işçi hayatını kaybediyor. Bu rakam 2002’den 100 bin işçiden 16 işçiydi. 16 işçiden 6’ya gerileyen bir noktadayız ama yeterli değil. AB’de bu rakam 100 bin işçiden 3 işçi ölümü vardır. Biz 6 olan sayısı 3 ve 3’ün altına indirmek için İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nı çıkardık.”
Çelik, sanal rakamlardan çalışma hayatını sendikal mevzuatı değiştirerek kurtardıklarını dile getirerek, “3,5 milyon sendikalı işçi var, yüzde 57 örgütlenme var yok. Böyle bir şey. Eğer sendika yasası olmasaydı yetkili 50 sendika yetkisini kaybedecekti. Bu yasayla önemli kazanımlar elde edildi. Eksiği yok mu tabi ki var. Onu da düzenleyeceğiz. Biz çalışanların hakkını koruyan, müteşebbislerinde rekabetinde rekabet gücünü arttıran sihirli formülü arıyoruz. Bu sihirli formülü nasıl buluruz bilemiyorum ama Çalışma Meclisinin amacı bu sihirli formülü bulmak” diye konuştu.
-Başbakan Erdoğan da katıldı-
Toplantının açılışına, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, DİSK Genel Başkanı Kani Beko, TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul Kudatgobilik, TESK Bendevi Palandöken, Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar ve diğer ilgililer katıldı.
Haber7
BENZER HABERLER