Son Dakika
657 sayılı Kanun’un 152’nci maddesine göre her yıl çıkarılmak zorunda olan Zam Kararnamesi hala çıkarılmadığı için memurlara yapılan zam ve tazminat ödemeleri inisiyatif alınarak yapılmaktadır ve hukuki dayanağı yoktur. Biz kararnamenin güncel olmadığını eleştirirken hala uzatılmasına ilişkin düzenleme çıkmadı. Sorunun kaynağını açıklamaya çalışacağız.
Yenişafak Gazetesi köşe yazarlarından Ahmet Ünlü, bugünkü köşesinde, memurların ödemelerini düzenleyen zam kararnamesinin yayınlanmadığını yazdı.
Ünlü yazısında:
Ödeme yapalım, nasıl olsa Kararname çıkar yaklaşımı
Geçmiş yıllarda Ocak ayı içerisinde yürürlüğe giren Zam Kararnamesi ne hikmetse birkaç yıldır gecikmeli çıkarılıyor. 2020 yılı Kararnamesi 4 Eylül 2020 yılında çıkarıldı ve Kararnameye “Bu Karar 1/1/2020 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.” ifadesi konularak geçmişte yapılan işlemler hukuki zemine oturtuldu. Bunun diğer anlamı ise 4 Eylül 2020 tarihine kadar yapılan ödemeler olmayan kararnameye göre inisiyatif alınarak nasıl olsa çıkarılır mantığıyla yapılmıştı.
Kararname bir an önce çıkarılmalıdır ya da sorun kökten çözülmelidir
Bu konuyu daha öncede gündeme getirmiş olmamıza rağmen maalesef köklü çözüm yoluna gidilmedi. Her yıl Yanödeme Kararnamesi’nin uzatılması yerine niçin tekrar tekrar gecikmeli olarak Zam Kararnamesinin uzatıldığını anlamakta zorlandığımızı belirtmek isteriz.
Uzatma kararnamelerinde her yıl aynı kelimelerin yan yana geldiği “17/4/2006 tarihli ve 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan “Devlet Memurlarına Ödenecek Zam ve Tazminatlara İlişkin Karar” ve eki cetvellerin uygulanmasına 2020 yılında da devam edilmesine, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 152’nci maddesi gereğince karar verilmiştir.” “Bu Karar 1/1/20.. tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer” ifadelerini görürüz.
Görüleceği üzere, bu ifadelerdeki tek değişiklik kararnamenin uygulanacağı yıldır. Bu değişikliğin de yılın başında yapılması gerekirken uzunca bir süre geçtikten sonra yapıldığı görülür. Birçok kamu kurumu 2021 yılında 2020 yılı için geçerli olan bir kararnameye göre zam ve tazminatları nasıl uygulayacağını düşünür durur. İmdadına ise bu senede nasıl olsa kararname çıkar hayali yetişir. Bu yazıyı kaleme aldığımızda hala Yanödeme Kararnamesi’nin 2021 yılı için de geçerli olduğuna ilişkin uzatma kararnamesi çıkmamıştı.
657 sayılı Kanun’a göre Kararname her yıl çıkarılmak zorundadır
Kararnamenin her yıl çıkmasını zorunlu kılan düzenleme 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 152’nci maddesinde yer almaktadır. 703 sayılı KHK ile bu maddede yer alan “Bakanlar Kurulu” ifadesi “Cumhurbaşkanı” olarak değiştirilmesine rağmen her yıl kararname çıkarılmasını zorunlu kılan bu husus düzeltilmemiştir. 657 sayılı Kanun’un 152’nci maddesinde; “Bu zam ve tazminatların hangi işi yapanlara ve hangi görevlerde bulunanlara ödeneceği, miktarları, ödeme usul ve esasları bütün kurumları kapsayacak şekilde ve 154’üncü madde uyarınca katsayının Cumhurbaşkanı’nca değiştirilmesi durumu hariç yılda bir defa olmak üzere hazırlanır ve Cumhurbaşkanı Kararı ile yürürlüğe konulur” ifadesi yer almaktadır.
Yani daha önce Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Yanödeme Kararnamesi 703 sayılı KHK ile yapılan değişiklik sonrasında Cumhurbaşkanı Kararı ile yürürlüğe konulmaktadır. Ancak, 152’nci maddede yer alan “yılda bir defa olmak üzere hazırlanır ve Cumhurbaşkanı Kararı ile yürürlüğe konulur” amir hükmü gereğince aynı hükümler her yıl sürekli olarak tekrarlanmasına ve gereksiz iş yükü oluşturmasına rağmen, birilerinin niçin biz her yıl makamları gereksiz yere meşgul ediyoruz diye düşünerek kanunda yer alan bu düzenlemeyi değiştirme gereği duymadığını merak ediyoruz.
Belli ki her yıl aynı ifadeler gereksiz yere tekrarlanarak kararnamenin süresi uzatılıyor. Yapılacak küçük bir kanun değişikliğiyle yılda bir defa hazırlanma zorunluluğu kaldırılırsa bu iş kökten çözülerek hem Cumhurbaşkanlığı makamı meşgul edilmemiş hem de zamanında çıkarılamayan kararname nedeniyle kamu kurumları ödeme yaparken tedirgin edilmemiş olur.
Biz kararnamenin güncelliğini kaybettiğinden bahsederken bir de işin bu yönünü izah etme gereği duyduk. İnanın amacımız kimsenin işini zamanında yapmadığını hatırlatma değildir. Sadece ve sadece makamların gereksiz işlerle uğraştırılmamasıdır. Zaten her yıl çıkarılan kararnamelere bakılırsa ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılacaktır.
Kanunda nasıl bir değişiklik yapılırsa makamlar gereksiz yere meşgul edilmez?
Çıkarılacak bir torba kanunda konu kökten çözülebilir. Bunun için de 657 sayılı Kanun’un 152’nci maddesinde yer alan “ve 154’üncü madde uyarınca katsayının Cumhurbaşkanı’nca değiştirilmesi durumu hariç yılda bir defa olmak üzere hazırlanır ve” ibaresi yürürlükten kaldırılmıştır şeklindeki bir düzenleme işi kökten çözecektir. Yoksa her yıl aynı ifadelerin yer aldığı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çıkarma zorunluluğu gecikmeli olarak devam edip durur. İnanın bu değişikliğe kimse karşı çıkmaz, hatta niçin bu kadar zamandır anlamsız bir düzenlemenin devam ettiği dahi sorulur.KAPAT [X]
Yanödeme Kararnamesi’ndeki eşit olmayan işe eşit ücret sorunu nasıl çözülür?
Daha öncede bu konuyu gündeme getirmiş olmamıza rağmen maalesef gerekli adımlar bir türlü atılmamaktadır. Eşit işe eşit ücret hem kamuda hem de özel sektörde her zaman arzulanan bir uygulama olmuştur. Kamuda halen uygulanmakta olan eşit ama adil olmayan ücret sistemini Yanödeme Kararnamesi’ni yeniden ele alarak düzeltebiliriz.
666 sayılı KHK sonrası getirilen uygulamayla çalışma koşulları açısından son derece sıkıntılı birimlerde çalışan personelle çalışma ortamı son derece rahat olan personel aynı ücreti alır hale gelmiştir. Halbuki her işin doğası gereği farklılık arz etmesi bilinen bir gerçektir. Bu nedenle işin yoğunluğu, riski vb. objektif kıstaslar dikkate alınarak yoğun çalışma gerektiren birimlerde çalışan personelle işi az olan yerlerde çalışan personel arasında bir ayrım yapılması kaçınılmazdır. Aksi takdirde eşitlik yapayım derken ciddi bir adaletsizliğe kapı aralarız.
Bazı kamu kurumlarında oldukça zor şartlar altında çalışan personeli gördükçe, iş güçlüğü zammının objektif kriterler ışığında hayata geçirilmesinin hayati öneme sahip olduğu görülecektir. İşte bu noktada, 657 sayılı Kanun’un 147 ve 152’nci maddelerinde yer verilen ve Yan Ödeme Kararnamesi’nde de detayları yer alan iş güçlüğü zammı ile iş riski zammı dikkatimizi çekmektedir.
Niteliği ve çalışma şartları bakımından güç olan işlerde çalışanlara ödenen iş güçlüğü zammı üzerinde yapılacak bir çalışma ile adil bir düzenleme yapılabilir. Zaten Yanödeme Kararnamesi’nde bu ödemelerin adı, iş güçlüğü zammı (Niteliği ve çalışma şartları bakımından güç olan işlerde çalışanlara verilmektedir) olarak belirlenmiştir. Önemli olan bu ödemenin sembolik olmaktan çıkarılarak işlevsel hale getirilmesidir. Nitekim askeri personele yapılan iş güçlüğü ve iş riski puanları oldukça yüksek belirlenerek gerçek işlevine kavuşturulmuştur. Benzer bir uygulamayı da yanödeme kararnamesinde yaparak iş güçlüğü zammı ile iş riski zammı gerçek amacına hizmet ettirilebilir. Zira 657 sayılı Kanun’da zamların tavanı yoktur.
Yine hayat ve sağlık için tehlike arz eden hizmetlerde çalışanlara ödenen parayı ifade eden iş riski zammı da ücret adaletinde kullanılması gereken önemli bir argümandır. Özellikle korona virüsle mücadelede sağlık çalışanlarının nasıl bir iş riskine maruz kaldığı açıkça görülmüştür. Maalesef bu grup personel çok büyük bir fedakarlıkla canlarını riske atma pahasına görevlerini yürütmüştür. Buradan her birine teşekkürü bir borç biliyoruz.
Sonuç olarak, bu çalışma için öncelikle iş analizi, görev tanımları ve nihayetinde de norm kadro çalışması olmazsa olmaz şarttır. Daha sonrasında ise üniversitelerle ve memur sendikalarıyla yapılacak ciddi bir çalışmayla hem Yanödeme Kararnamesi güncellenerek eksiklikler giderilmeli hem de iş güçlüğü zammı ile iş riski zammı özelinde ücret adaletinde önemli bir mesafe alınmalıdır. Yoksa eşit olmayan işe eşit ücret vererek adalet yerine adaletsizliği perçinleriz.
Kaynak: Yenişafak Gazetesi
BENZER HABERLER