Üniversite: Genç prenses Fatima el-Firhi 859 yılında Fas’ın Fez kentinde birinci seviye eğitim sunan bir üniversite açtı. Kız kardeşi Miriam, üniversiteye bitişik bir cami kurdu ve iki yapı birden Karaviyyin Medresesi’ni oluşturdu. Yaklaşık 1200 yıl sonra hala açık olan medresenin, İslam geleneğinin temel değerlerini öğrenmek için ayrı bir yere sahip olduğu ifade ediliyor. Ayrıca, El Firhi kardeşlerin dünya çapındaki genç Müslüman kadınlara örnek olması umuluyor.
Cebir: Cebir kelimesi, İranlı matematikçi Harezmi’nin dokuzuncu yüzyılda yayınladığı ünlü “Hesab ül-Cebir vel-Mukabele”, (Düşünce ve Denge Hesapları) isimli tezinden gelmektedir. Yunan ve Hindu sistemlerinin köklerine dayanan yeni cebir düzeni, rasyonel sayıları, irrasyonel sayıları ve geometrik büyüklükleri birleştirici bir sistemdi. Harezmi, üslü sayılar fikrini de ilk kez ortaya atan kişiydi.
Optik: Çok bilinmeyen bir gerçek de optik alanındaki ilk büyük adımların Müslüman dünyasında atılmış olmasıdır. 1000 yılı civarında İbni Heysem, insan gözünün nesnelerden yansıyan ve göze giren ışık huzmeleri sayesinde bu nesneleri görebildiğini kanıtladı. İbni Heysem böylece Öklid ve Batlamyus’un ışığın göz tarafından saçıldığı teorilerini de yanlışlamış oldular. Bu büyük Müslüman fizikçisi ayrıca, optik sinirle beyin arasındaki bağlantı sayesinde nesnelerin dik görülmesini sağlayan karanlık kutu (camera obscura) tekniğini keşfetti.