Son Dakika
Sözleşmeli öğretmenlik uygulaması sorun çözmüyor, mağdur ediyor.
Öğretmen açığı bulunan illerde ve istihdamda güçlük çekilen bölgelerde öğretmenin cebren kalmasını sağlamak, kadro istikrarını zoraki yöntemlerle temin etmek ve temel insan hakları ihlal edilerek uygulanmasında ısrar edilen sözleşmeli öğretmenliğin sorunları her geçen artmakta, uzun vadede yönetilmesi çok zor bir potansiyel biriktirmektedir.
Daha önce denemesi yapılan, birçok sıkıntı ve mağduriyetten sonra kaldırılmasında fayda görülen bu istihdam şeklini ikinci kez denemek; geçmişte olanları unutmak, aynı kısır döngüde birçok değeri heba etmek, öğretmenlerin aile hayatlarını hiçe saymak, geçerli mazeretlerine duyarsız kalmaktır. Temel olarak öğretmenin mesleki gelişimine, görev algısına katkısı olmayan, eğitimin niteliğine hiçbir olumlu etkisi bulunmayan, verimliliğini düşüren uygulamalar, kâğıt üstünde günü kurtaran, gerçekte geleceği heba eden palyatif yönelimlerdir.
Eğitim kurumlarında öğretmenler arasında kadrolu/sözleşmeli şeklinde ortaya çıkan ayrım, kurum içi çalışma barışını bozmaktadır. Bu durum, öğretmenlerin verimliliğini düşürmekte, aynı niteliklere sahip ve aynı görevi ifa eden insanlar arasında bir nevi kast sistemi oluşturmaktadır. Sözleşmeli olarak istihdam edilenler kadrolu olanların sahip olduğu özlük haklarına sahip olmadıklarından, hak kayıpları ve mağduriyetler, pek çok davaya neden olmasının yanında Bakanlığa olan güveni de azaltmıştır.
Sözleşmeli öğretmenlerin, statüleri nedeniyle, eğitim kurumu içinde öğrencilere karşı otoriteleri sarsılmakta, bu da eğitim-öğretim ortamını olumsuz etkilemektedir. Sözleşmeli öğretmenler eğitim kurumlarına yönetici olarak görevlendirilmeyerek, kariyer ve mesleki gelişim hakları ellerinden alınmaktadır. Yer değişikliği başta olmak üzere, kadrolu öğretmenlerin sahip oldukları hakların tanınmaması, bir yandan telafisi mümkün olmayan mağduriyetler oluşturmakta, diğer yandan hem öğretmen hem de Bakanlık için gereksiz ve uzun bir yargılama sürecine yol açmaktadır.
Eğer maksat, sosyo-ekonomik açıdan yeterince gelişememiş bölgelerde öğretmenlerin kalıcı istihdamlarını sağlamaksa, bunun yolu mahkemelerden dönecek cebri tedbirler değil, cezbedici teşviklerdir. İstihdamda güçlük çekilen bölgelerdeki öğretmen açığı sorunu, sözleşmeli öğretmenlik, yer değiştirme yasağı gibi geçici önlemlerle değil, söz konusu bölgelerde öğretmenlerin kalıcı olarak görev yapmalarını teşvik edici yöntemlerle; yerleşim yerlerinin sosyal, ekonomik, kültürel ve ulaşım imkânları dikkate alınarak kalkınmada öncelikli hizmet tazminatı verilebilmesi için ilgili mevzuatlarında gerekli düzenlemelerin yapılmasıyla çözüme kavuşturulabilir.
Öğretmenlerin anayasal haklarını sınırlayan, aile bütünlüğünü bozan, eşleri birbirinden, çocukları da anne babalarından 6 yıl boyunca ayrı bırakan, öğretmeni eşi ile işi, sağlık ile işsizlik arasında tercihte bulunmaya zorlayan, öğretmenler odasında ayrımcılık oluşturan, öğretmenlik mesleğini ve öğretmenin itibarını zedeleyen sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına derhal son verilmeli, sözleşmeli öğretmenler kadroya geçirilmelidir.
BENZER HABERLER