Son Dakika
Pandemi döneminde fiilen çalıştırıldığı halde kısa çalışmada gösterilen, ücretsiz izne çıkartılan işçilerden şikâyetler gelmeye devam ediyor. Ücret farkını elden alsa bile sosyal güvenlik primi yatırılmayan işçiler, hem emekli aylığı kaybıyla, hem de geç emeklilik riskiyle karşı karşıya bulunuyorlar. Yargıtay’a göre, fiilen çalıştığı halde kısa çalışmada gösterilerek sigorta primi yatırılmayan veya eksik yatırılan işçiler iş akdini haklı feshederek kıdem tazminatını alabilirler. Habertürk’ten Ahmet Kıvanç, sigorta primlerinin eksik yatırılmasının işçi açısından nasıl haklı fesih gerekçesi gösterilebileceğini yazdı.
Pandemi dolayısıyla mart ayında başlatılan kısa çalışma uygulaması 28 Şubat’a kadar uzatıldı. 17 Nisan’da başlayan işten çıkarma yasağına paralel olarak uygulamaya konulan işverenin işçilerini ücretsiz izne çıkarma yetkisi de 17 Mart 2021 tarihine kadar devam edecek. Bu tarihlerin haziran sonuna kadar uzatılma ihtimali bulunuyor.
Pandemiden etkilenen işyerlerinde çalışan işçilerden çok yoğun şikâyetler geliyor. İşçilerin bir kısmı fiilen haftada 45 saat çalıştıkları halde işverenin sosyal güvenlik primini 10 – 15 gün üzerinden yatırdığını, 15 – 20 gün primlerinin yatırılmadığını, ücret farkının işverence elden ödendiğini savunuyor. İşçilerin bir kısmı ise ayda 10 gün kısa çalışma yaptıkları halde daha fazla kısa çalışma yapmış gibi gösterilerek primlerinin eksik yatırıldığını, ücretlerinin de eksik ödendiğini belirtiyor.
Kamuya olan borçların yapılandırılmasıyla ilgili kanuna bir af maddesi konularak, işverenin bu tür muvazaalı işlemleri dolayısıyla verilen yersiz ödeneklerin tahsilinden vazgeçildi. Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) vasıtasıyla işsizlik fonundan yapılan yersiz ödemeler işverenden tahsil edilmeyecek.
Söz konusu düzenleme, işvereni sadece işsizlik fonu yönünden affediyor. Çalışanlar, ücretleri elden ödenerek tamamlansa bile sosyal güvenlik primleri eksik yatırıldığı için emeklilikte prim günleri az olacağı için daha düşük aylığa mahkûm olacaklar. Emeklilik tarihi yaklaşmış bulunanlar ise düşük emekli aylığının yanı sıra daha geç emekli olma riskiyle karşı karşıya kalacaklar.
ÜCRET İŞÇİNİN EN TEMEL HAKKI
4857 Sayılı İş Kanunu’nun 24. maddesinin II numaralı fıkrası, işçinin, ahlâk ve iyi niyet kurallarına aykırılık hallerinde iş akdini haklı nedenle feshedebileceğini düzenliyor. Buna göre, işveren tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmez veya ödenmezse işçi iş akdini haklı gerekçeyle feshedebilir.
Eski İş Kanunu (1475) döneminde, ücreti ödenmeyen işçi, “toplu olarak hareket etmemek ve kanun dışı grev kapsamında sayılmamak” şartıyla ücreti ödeninceye kadar çalışmama hakkını kullanabiliyordu. 4857 Sayılı yeni İş Kanunu ile bu koşul kalktı. Ücreti 20 gün içinde ödenmeyen işçiler topluca çalışmama hakkını kullansa bile kanun dışı grev sayılmıyor.
YARGITAY’A GÖRE SİGORTA PRİMİNİN EKSİK YATIRILMASI HAKLI FESİH SEBEBİ
Yargıtay ücreti geniş anlamda yorumluyor. İkramiye, prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların ödenmemesi durumunda da işçinin haklı fesih yapabileceğini kabul ediyor.
Sigorta primleri de ücret kapsamında değerlendiriliyor. Yargıtay’a göre (9. Hukuk Dairesi Esas No: 2009/24286, Karar No: 2010 / 74),işçinin sosyal güvenlik sigorta primlerinin hiç yatırılmaması veya eksik bildirilmesi işçinin sosyal güvenlik hakkını ilgilendiren bir durum olsa da sigorta primlerinin hiç yatırılmaması, eksik yatırılması veya düşük ücretten yatırılması hallerinde de işçinin haklı fesih imkânı vardır. Yargıtay 9. Hukuk dairesi, 1475 Sayılı Kanun döneminden bu yana söz konusu görüşünü devam ettiriyor.
Çalışanlar, istifa etse bile iş akdini feshettiğinde yeni iş bulamayacağını düşündüklerinden şu an seslerini çıkarmasalar bile pandeminin ardından normalleşmenin başlamasıyla haklı fesihlerin tırmanması bekleniyor. İşverenin kıdem tazminatını ödememesi halinde ise işçi işveren arasında alacak davalarında patlama yaşanması kaçınılmaz olacak.
Çalışanların bu konuda dava açmadan önce arabulucuya gitmesi, arabulucuda uzlaşma sağlanamaması halinde dava açmaları gerekiyor.
Kaynak: Habertürk – Ahmet Kıvanç
BENZER HABERLER